Baykuşun Laneti 2

Zorluk Seviyesi
2-14
Katılımcı
60
Dakika

Karanlık ormanın derinliklerinde, yıllardır kimsenin yaklaşmadığı eski bir bodrum katı vardı. Söylenenlere göre, burası sadece cesaretini kaybedenlerin değil, ruhlarını da kaybedenlerin yeri olmuştu. İnsanlar buraya “Vivo 7175” derdi. Ancak bu sadece bir isim değil, bir lanetin özeti, karanlık bir mesajdı: "Ben yaşıyorum." Bu kelimeler, bodrumun derinliklerinde yankılanan cinlerin ölümsüzlüğünü haykıran bir çığlık gibiydi. Bir gece, meraklarına yenik düşen dört arkadaş, bu lanetli yere adım atmaya karar verdi. Tozla kaplı merdivenleri inerken her adımda zemin gıcırdadı, duvarlarda asılı duran insan figürlerinin gözleri onları izliyormuş gibi hissettirdi.

Merdivenin sonunda büyük, demirden bir kapı duruyordu. Kapının üzerinde Arap rakamlarıyla yazılmış "۷۱۷٥" sembolü kazılıydı. Kapıyı açtıklarında, içlerinden biri fısıldadı: "Bu sayı… Vivo… Ben yaşıyorum demek." Kapı gıcırdayarak açıldı ve içeri girdiklerinde karanlık bir sessizlik onları karşıladı. Ancak sessizlik uzun sürmedi. Derinden gelen bir tıkırtı sesi giderek artıyordu, ardından bozuk bir radyodan fısıldayan bir ses duyuldu: "Vivo... Vivo..." Herkes olduğu yerde donakaldı. Ses yankılanırken birden radyo sustu. Karanlıkta, üzeri kazınmış bir yazı belirdi:
"Siz ölebilirsiniz... Ama biz yaşayacağız." Aralarından biri panikle kapıya doğru koştu, ama kapı kapanmıştı. Kilitlenmişti. Geriye kalan tek yol, önlerindeki koridora doğru ilerlemekti. Duvarlarda, yer yer görünür hale gelen başka semboller vardı: "۷۱۷٥". Her sembolde bir baykuş figürü göze çarpıyordu. Sanki hareket ettikçe onları takip ediyordu. Koridorun sonunda büyük bir dairenin bulunduğu bir odaya girdiler. Dairenin tam ortasında dev bir baykuş sembolü vardı. Gözleri kırmızı renkte parlıyordu. Dairenin çevresinde Arap harfleriyle tekrar tekrar yazılmış "Vivo" kelimesi dikkat çekiyordu. Odada yankılanan tiz bir çığlıkla birlikte ışıklar titremeye başladı. Birden ses yankılandı, ama bu sefer bir fısıltı değil, ürpertici bir çığlıktı:
"Siz buraya ruhlarınızla geldiniz. Ama biz hiç gitmedik. Biz yaşıyoruz. Biz ölmedik. Vivo - 7175!"

O an herkes hareketsiz kaldı. Duvarlar titremeye başladı, zemindeki baykuş figürü sanki canlanmış gibiydi. Işıklar tamamen söndü. Bodrum, artık onların kaçış çabalarını izleyen bir hapishaneye dönüşmüştü. Ertesi gün, bodruma yaklaşan bir köylü, kapının üzerinde yeni bir kazıma fark etti: "Dördü de bizimle... Biz hala yaşıyoruz." Köylü bir adım daha atmadan kaçtı. Çünkü içeriden gelen boğuk bir fısıltı, karanlıktan yankılanıyordu:
"Vivo... Ben yaşıyorum." Peki siz ne yapacaksınız? 


  • Ben yaşıyorum..
  • Siz çıkabilecek misiniz?
  • Kalp atışlarınızı duyuyorum!